Geçenlerde Düşes ruhlu blogger
Seyhan Petek Dinçöz ve Can Tanrıyar ile ilgili bir post yazmıştı. Magazin basınımızı ziyadesiyle meşgul eden, bu pek 'önemli' meseleye ben de başka bir açıdan bakmak istedim :)
Hatırlarsanız Gülben Ergen meşhur kaset skandalından sonra bir basın toplantısı düzenlemişti. Son derece üzgün, yorgun bir ifade ile gazetecilerin karşına çıkmıştı. Ben kendisinin hayranı da değilim, sevmeyeni de. Kendini, kendinden yarattığını düşünüyorum ve bu anlamda takdir ediyorum. Hep doğru bağlantıları kurdu işi ile ilgili. Neyse konumuz bu değil. O toplantıda Gülben Ergen'in duruşu üzerindeki giysilerle tamamlanıyordu. Beyaz bir gömlek, arkadan toplanmış saçlar, çok hafif bir makyaj ve Allah yazan bir kolye. 'Ben masumum, ben temizim' mesajını en direk yoldan karşı tarafa aktarmayı hedefleyen bir imaj.
Gel, gelelim bu imaj Gülben Ergenden sonra moda oldu. Ne zaman ki biri mağduriyetini açıklayacak olsa, mümkünse sıfır makyaj, açık renk bir üst ile ekranların karşına çıkıp, kendini anlatıyor. Olayın doğruluğunda, yanlışlığında değilim. Yani yalan söyleyip, söylemedikeleri beni ilgilendirmiyor. Açıkçası ben bu taklit, artık şifresi çözülmüş modaya taktım. Bunun son örneği de Petek Dinçöz. Saçlarını at kuyruğu yapmış, beyaz gömlek giymiş ve yüzünde belli belirsiz bir makyaj var. Yıllarca yaşının 2 katı büyüklüğünde gösteren giysilerini ve makyajını düşünürsek ilginç. Gerçi son yıllarda bir sadeleşmeye gitti Petek. Ama bu kadar 'sade' değildi hiç.
Mağdur edebiyatından sonra, mağdur modası da varmış öğrendik :)
Devamını Oku